Eski yıllarda Samos şarabının bağ bozumu – Günlük yaşam

SW_ROU~3

Samos’ta bağ bozumu kendi özel bir sosyal işbirliği kodu içeriyordu ve bu her daima bir paylaşım bir takım “dayanışması” olmuştur. Her bağcı için bağ bozumu bir aile meselesiydi ve ailenin her ferdi bu işleme katılmaktaydı, hatta işçilere susadıklarında su taşıyan küçük çocuklar bile. Geçmiş yıllardan anılar, tüm çalışanların günün ilk molasında (sabah 10:30 civarı) genelde büyük bir ağaç altında “kafalti” (kahvaltı) yaptıklarını anlatır.
Ahşap “sofra”nın (ahşap masa) üzerinde, ev hanımı kilden yapılmış büyük bir kapta haşlanmış patatesli, bol zeytinyağlı, soğanlı, biberli domates salatası, tuzlu balık ve elle kesilen ekşi mayalı bir somun ekmek hazırlardı. İşçiler, bağdaş kurup şapkalarını çıkararak ve şıra ve terden “mpailntismeni” (bayılmış) (yorgun) bir şekilde tıpası çam kozalağı olan içinde soğuk su bulunan sürahiyi istiyorlardı.

Bağ bozumu öğleden sonraya geç saatlere kadar sürdüğünden öğle yemeği birkaç saat sonra yenirdi. Ortama hakim olan şey her halükarda kahkalar, şakalar ve şarkılardı. Geceleri de elleri, ayakları ve sırtları ağrıyordu. “Kesme aletleri” ile parmaklar kesildiğinde, kesiğin üzerine bir salkım üzümü koyuyorlardı, kanama durmuyorsa o zaman “şifa otu/conyza” (hemostatik) koyarlardı.

Köy ile üzüm bağları arasındaki mesafeler uzaktı, ve bu mesafeleri yürüyerek kat etmek büyük bir yiğitlikti. Fakat zorluklara alışık olan halk, şikayet etmiyor bu durumu tebessümle karşılıyordu. Yaşı ilerlemiş çocuklu kadınlar bütün gün çalışıyorlar, akşam da eve götürmek üzere üzümlerle dolu sepetlerini yükleniyorlar, Samos’un dağlık köylerinin zorlu yollarında yorgun argın yürüyorlardı. Fakat diğer gün, sabahın ilk ışıklarıyla yine de bağ bozumuna gidiyorlardı.

Galeri

Pin It on Pinterest

Share This!